27 Şubat 2012 Pazartesi

ben bi boklar yiyorum ama, hadi hayırlısı

dün Turkuaz Kokusu bizde kalacaktı. sabah erkenden kalktım. 10da dişçiye gittik. Turkuaz'ın telleri çıkacaktı. gittik doktora. çıktı telleri. sonra kuaför aramaya başladık. çarşda bir sürü yere baktık. hiçbi yer açık değildi. bi kuaföre 2 kere baktık hatta. allahım her gün sabahın köründe açarlar pazarları neden öğlene kadar uyurlarsaa?! neyse en son bulduk bi kuaför ama ona da sabahın köründe çakma sarışının teki gelmiş boya yaptırıyo saçına. kocası "dip boyan gelmiş. kuaföre git, yoksa seni aldatırım." falan dedi heralde bu kadına sabah sabah. neyse yine bi çarşı turu yaptık. en son hiç bilmediğimiz bi kuaföre girip kırıklarımızı da aldırdık. sırada alışveriş vardı. ama yine hiçbi dükkan açık değildi tabiki.
Turkuaz'ın sevgilisi geldi biz de Atafırın'a gidip sabah sabah pasta yedik. benim sevgilimse evinde uyuyodu. sonra dersaneye geçtik. çıkışta ben benimkiyle buluştum. Turkuaz da yanımızdaydı ve başka arkadaşlar da vardı, Taşkonak'a gittik. Turkuaz'la sevgilisi kavga edip yine ayrılmışlardı. sonra barıştılar tabi :) neyse Turkuaz'ın yengesinden eteğini almaya gittik. yokuşta bi yerdeymiş evleri. apartmandan çıkınca ben koştum benimkine sarıldım ötüm. gayet güzeldi falan. eve geldik eşyalarımızı bırakıp yengeme geçip fal baktırdık. sonra eve gelip telefonda sapıklık yaptık :D Secret'ı arayıp "Asude seni aldatıyooo, Asude seni aldatıyooo" dedik :D benim bi eski sevgilimi aradık. o da Turkuaz'ın arkadaşıydı 40 dk onla konuştuk :D çok komikti. kendi halimize konuştuk biz Turkuaz'la, çocuk da bizi dinledi. sonra da telefonu kapatıp uyuduk.

...

sabah kalkıp okula gittik. o eski sevgilim mesaj attı onla kounştuk biraz. benimki de sabah günaydın mesajı atmadı. telefonunu evde unutmuş çünkü okula giderken. çıkışta buluşacaktık. bu beni evden almaya geldi. ama ben de ondan önce annemle tartıştım baya bi. bu da 20 dk falan beklemiş aşağıda. ben indim gidelim dedim sarılmadan. sonra bu bana kızmaya başladı. ben ters tarafa yürüyodum, tuttu kolumdan çekti napıyosun falan diye bağırdı. annem de camdan bakıyodu. baya bi bağırış çağırış yaşadık. bütün sokağa da rezil olduk. bu bana hakaretler yağdırıyo, bağırıyo, "çakcam bi tane" diye aklı sıra erkeklik taslıyo göt kafalı. neyse biz yürümeye başladık. ama ben annemi merak ediyorum. dedim "ben annemi arıycam". bu "arama" dedi. ben aradım. sonra o sırada "görüşürüz" falan dedi. bi triplere girdi. gitti bu önden önden. ben de "lan sen kaşındın." diye düşünerek "görüşürüz" dedim. yürüdüm yavaş yavaş ırmak kenarında. ağladım biraz. sonra Burak'ı aradım. geldi hemen yanıma. konuştuk, dertleştik. ben rahatladım baya bi. bi çay içtik ırmak kenarında. orda kafeye gidip tavla oynadık. benimki duysa sıçar ağzıma. ama umrumda değil. çünkü artık ben onun hergün haksız olduğu konularda haklı çıkma çabalarına, beni kısıtlamaya çalışmalarına, beni arkadaşlarımdan uzaklaştırma çabalarına, kıyafetime karışmalarına, attığı tokatlara, şiddetli davranışlarına, sokak ortasında beni rezil etmelerine katlanamıycam. her şeyin de bi sınırı var yani.
ördüğüm atkıyı da hakeden erkeğe vericem.

...

benimki beni 11 kez aradı. bir sürü de mesaj attı. cevap vermedim, vermiycem. görmezden geldiğimi anladı. umarım benim için bittiğini de anlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder